| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | tabi kılmak | subject f. | ||
|
We hope that the Council will also make an effort to subject itself to the control of this Parliament. Konsey'in de kendisini bu Parlamento'nun denetimine tabi kılmak için çaba sarf edeceğini umuyoruz. More Sentences |
||||
| Genel | tabi kılmak | subordinate f. | ||
|
You subordinate the constitution of the European Union to relations with the United States. Avrupa Birliği anayasasını Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilere tabi kılıyorsunuz. More Sentences |
||||
| Genel | tabi kılmak | subjugate f. | ||
| Genel | tabi kılmak | postpone f. | ||
| Genel | tabi kılmak | postpose [obsolete] f. | ||
| Genel | tabi kılmak | postposit f. | ||
| Politics | ||||
| Siyasal | tabi kılmak | mediatize f. | ||
| Siyasal | tabi kılmak | mediatise f. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | (bir şeye) tabi kılmak | subjugate to (something) f. |
| Law | ||
| Hukuk | (kendini) kanun uyarınca cezaya tabi kılmak | oblige [obsolete] f. |
| Politics | ||
| Siyasal | bir özel girişimi devlet mülkiyetine tabi kılmak | nationalize f. |
| Siyasal | bir özel girişimi devlet mülkiyetine tabi kılmak | nationalise f. |
| Construction | ||
| İnşaat | (mülkü, mahalleyi) farklı bölgenin kısıtlamalarına tabi kılmak | rezone f. |
